Yoğun bir korku ve panik duygusu hissi olarak tarif edilen kaygı bozukluğu ülkemizde en sık rastlanan psikolojik problemlerin başında gelir. Fakat bu noktada belirli bir seviyeye kadar görülen kaygının kişi için sağlıklı, güdüleyici olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Örneğin bir sunuma hazırlandığınızı düşünün; bu sunuma hazırlanırken kaygı yaşamanız oldukça normaldir ve daha çok çalışmanız için sizi teşvik edecektir. Sunum sona erdiğinde yaşanan kaygının da sona ermesi beklenir. Eğer kaygı hali; olay sonlanmasına rağmen devam ediyor ve gündelik yaşamınızı sürdürmenize engel oluyorsa o zaman bir Kaygı (Anksiyete) Bozukluğu durumunun varlığından söz edilebilir.

Özellikle stresli günlük yaşam olaylarına maruz kalmanın yol açtığı Kaygı Bozukluğu her yaş grubunda görülebiliyor. Çocuklukta ve ergenlikte başlaması durumunda ise ilerleyen yıllarda daha şiddetli hâle gelebilmekte. Ülkemizde Kaygı Bozukluğunun hayat boyu devam etme oranının ise %5-6 olduğu ifade edilmektedir.

  • Panik Bozukluk
  • Agorafobi
  • Özgül Fobi
  • Sosyal ve Yaygın Kaygı Bozukluğu
  • Ayrılma Kaygısı Bozukluğu
  • Seçici Konuşmazlık (Selektif Mutizm)

gibi alt alanlardan oluşan Kaygı (Anksiyete) Bozukluklarının tıbbi ve ruhsal pek çok nedeni bulunuyor.

Belirtileri nelerdir:

  • Sinirli, gergin, huzursuz ruh hali
  • Kötü bir şey yaşanacakmış hissi
  • Panik hali
  • Nefes alış-verişinin hızlanması
  • Kendini zayıf, güçsüz hissetme
  • Odaklanmada zorluk
  • Dikkati kaygı yaratan düşünceden uzaklaştırmakta zorlanma
  • Uykuya dalmakta güçlük
  • Kaygıyı kontrol etmede güçlük
  • Anksiyeteye neden olduğu düşünülen durumlardan kaçınma hissi