Ergenlerde Kaygı Bozukluğu ve Panik Atak: Sessiz Çığlıkları Fark Etmek

Ergenlik, bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçiş yaptığı, hem bedensel hem de duygusal değişimlerin yoğun yaşandığı zorlu bir dönemdir. Kimlik arayışı, sınav stresi, sosyal baskılar, aile içi çatışmalar derken birçok genç, fark edilmeyen duygusal fırtınalarla baş etmeye çalışır. Dışarıdan “huysuz”, “asi” ya da “ilgisiz” gibi görülebilen davranışların ardında ise çoğu zaman kaygı bozukluğu ve panik atak gibi ciddi psikolojik problemler gizlidir.

Bu yazıda, ergenlerde kaygı ve panik atağın nasıl ortaya çıktığını, hangi belirtilerle kendini gösterdiğini ve neler yapılabileceğini ele alıyoruz.

Ergenlerde Kaygı Bozukluğu Nedir?

Kaygı, hayatın doğal bir parçasıdır. Ancak bu duygu yoğunlaştığında, günlük hayatı etkilemeye başladığında ve genç bireyin işlevselliğini bozduğunda, artık bir bozukluktan söz edebiliriz.

Ergenlerde kaygı bozukluğu genellikle şu durumlarla kendini gösterir:

  • Sürekli bir şeylerin kötü gideceğini düşünme

  • Okula gitmek istememe, sınavlardan aşırı korkma

  • Sosyal ortamlarda konuşmaktan kaçınma, utanma, kendini değersiz hissetme

  • Kalp çarpıntısı, mide bulantısı, baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler

  • Uyku problemleri ve gece sık uyanma

  • Sık ağlama nöbetleri, öfke patlamaları ya da içe kapanma

Panik Atak Ergenlikte de Görülür mü?

Evet, panik atak sadece yetişkinlere özgü değildir. Ergenlik dönemindeki gençlerde de ani ve yoğun şekilde ortaya çıkabilir. Panik atak sırasında genç birey:

  • Kalbinin çok hızlı attığını,

  • Nefes alamadığını,

  • Başının döndüğünü,

  • Vücudunun titrediğini,

  • Ölmekten ya da kontrolü kaybetmekten korktuğunu hissedebilir.

Bu tür belirtiler, genci ciddi biçimde korkutur. Ne yazık ki çoğu zaman bu belirtiler yanlış anlaşılır ya da “abartı” olarak görülür. Oysa panik atak, gerçek ve oldukça zorlayıcı bir durumdur.

Aileler Ne Yapmalı?

Ergenlerde kaygı ve panik belirtilerini fark etmek bazen kolay olmayabilir. Gençler, duygularını açıkça ifade etmekte zorlanabilir; hatta ne hissettiklerini kendileri bile tanımlayamayabilirler. Bu nedenle ebeveynlerin dikkatli, gözlemci ve yargılamadan yaklaşan bir tutumda olmaları önemlidir.

Aile olarak şunlara dikkat etmek faydalı olabilir:

  • Gencin davranışlarındaki ani değişiklikleri gözlemleyin.

  • Başarı baskısını azaltın, duygularını ifade etmesine alan tanıyın.

  • Kendi korkularınızı çocuğunuza yansıtmamaya özen gösterin.

  • Onu sadece başarılarıyla değil, varlığıyla da değerli hissettirin.

  • Sorunları küçümsemek yerine, dinlemeye ve anlamaya çalışın.

En önemlisi ise, yaşadığı sorunlar kalıcı hale gelmeden bir uzmandan profesyonel destek alınmasıdır.

Terapiyle Kaygı ve Panik Atak Nasıl İyileşir?

Terapi sürecinde genç birey, kaygılarının nedenlerini fark etmeyi, bu duygularla baş etmeyi ve içsel dengesini yeniden kurmayı öğrenir. EMDR, bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve duygularla çalışma odaklı yöntemler sayesinde:

  • Kaygı düzeyi azalır,

  • Panik atağın tetikleyicileri tanımlanır ve yönetilir,

  • Gencin öz güveni güçlenir,

  • Sosyal hayata ve akademik başarıya daha sağlıklı şekilde dönebilir.

Kaygı Sessiz Bir Çığlıktır – Duyabilenler İçin

Unutmayın, her suskunluk huzur değildir. Ergenlerde yaşanan kaygı bozukluğu ve panik atak, zamanında fark edilip desteklenmediğinde büyür, derinleşir ve gencin geleceğine gölge düşürebilir. Oysa erken müdahale ile her şey değişebilir.

Siz de çocuğunuzda kaygı ya da panik belirtileri gözlemliyorsanız, Psikolog Ezgi Uluyurt’tan destek alabilirsiniz. Randevu için 0 545 911 65 03 numaralı telefonu aramanız yeterli. Gençler, en çok anlaşıldıklarını hissettiklerinde iyileşirler. Birlikte bu süreci daha sağlıklı geçirmelerine destek olabilirsiniz.